27 Ekim 2014 Pazartesi

Selenoid Vana



Selenoid Vana

Şimdi siz, “Bu da nereden çıktı?” diyeceksiniz, biz burada oturmuş bir makale beklerken “bize teknik bir konudan mı bahsedecek siniz?” diye düşünüyorsanız, hemen acele karar vermeyiniz. Bu teknik bir yazı değil, bir tanıtım yazısı da değil, baştan bunu söyleyeyim. Aslında hepimizin hayatını ilgilendiren bir konu. Daha doğrusu doğalgaz kullanan aileleri ilgilendiren bir konu.

Sabrınızı daha fazla zorlamadan hemen selenoid vananın ne olduğunu kısaca açıklayayım. Selenoid vana, meskenlerde  doğalgaz sistemine monte edilen bir cihaz. İşlevi şu; doğalgazı otomatik veya manüel olarak kesmek. Doğal gaz tesisatında herhangi bir arıza veya onarım olduğunda, doğal gazın emniyetli bir şekilde kesilmesini sağlamak.

Normalde; Selonoid vana doğalgaz sayacının hemen çıkışına bağlanıyor. Sebebi şu; doğal gaz sayaçları, meskenin dışına monte edilir. Sayaç okuma kolaylığı olduğu için. Evin dışına monte edilen doğal gaz sayacı ve selenoid vananın bir faydası da şudur:  Ev ortamındaki havadan farklı bir hava ortamında bulunması. Yani cihazlar, ev dışına monte edilerek , evin içindeki  havadan, farklı bir hava ortamının içinde bulunmaları sağlanmış olmaktadır. Örneğin ev içinde ki hava zehirli, boğucu veya oksijeni az bir hava ise, dışarıdaki hava bundan farklıdır.

Gelelim, selenoid vananın nasıl çalıştığına.

Selenoid vanayı doğala gaz sayacının hemen çıkışına bağlıyorsunuz. Selenoid vananın bir ucunu da gaz alarm cihazına bağlıyorsunuz. Alarm cihazı, evinizde gaz kokusunu hissettiği zaman alarm çalmaya başlıyor, bir süre sonra da, elektriksel olarak bağlı olduğu selenoid vanayı devre dışı bırakıyor, böylece  eve giren doğal gaz otomatikman kesilmiş oluyor.  Kısaca evinizde doğal gaz kaçağı olduğu zaman hem alarm çalıyor ve hem de doğal gaz otomatikman kesiliyor. Sonra isterseniz, selenoid vanayı manüel olarak tekrar devreye alabiliyorsunuz.

Şimdi ben bunu şimdi ben bunu neden anlattım.

Hatırlarsanız, Ankara’da öğrencilerin kaldığı bir evde,  doğalgaz zehirlenmesi  olmuştu,  6 veya 7  öğrenci vefat etmişti,  İşte o evde yukarıda anlattığım bu sistem olsaydı, muhtemelen böyle bir facia yaşanmayacaktı. Bir gaz sızıntısı durumunda gaz alarm cihazı devreye girecek ham sesli uyarıda bulunacak ve hem de eve giren gaz selenoid vana tarafından kesilecekti.  

Bu tür hazin ve dramatik olayların yaşanmasını önlemek için selenoid vana ve gaz  alarm cihazı  uygulamasının  yasal olarak zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir.

Ülkemizde böyle bir uygulamanın zorunlu olup olmadığını incelediğimde şu üzücü sonuca vardım.  Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK),  bu tür uygulamaları 50 KW ın üstündeki kazan dairesi ve benzer mekanlar için şart  koşmuş,  normal mekanlarda, normal  dairelerde böyle bir zorunluluk yok. Aynı zamanda EPDK, bu zorunluluğu yerel doğalgaz dağıtım şirketlerinin uygulamalarına bırakmış, yani herhangi bir ildeki doğalgaz dağıtım şirketi -selenoid vana ve gaz alarm cihazını-  isterse zorunlu hale getirebilir isterse getirmez.


Benim önerim şu; can emniyeti açısından EPDK bunu yasal   zorunluluk haline getirmeli. Bütün konutlarda alarm + selenoid vana  kurulması yönetmelikle mecburi hale getirilmeli.  Evlerde, işyerlerinde, meskenlerde ve mümkün olan  bütün mekanlarda gaz alarm cihazı+selenoid vana uygulamasının yapılması sağlanmalı.  

5 Ekim 2014 Pazar

İNGİLİZCE



İNGİLİZCE
Yüksek Öğretim Kurumuna (YÖK) radikal bir öneride bulunacağım; En taşradaki  üniversitemizden, en merkezi üniversitemize kadar bütün üniversitelerimizin eğitim, öğretim ve iletişim dili İNGİLİZCE olsun.

Bugünlerde üniversitelerimizin açılış törenleri yapılmakta. Tam bu konuyu yazmayı düşünürken, radyoda YÖK başkanının bir toplantıda yaptığı konuşmaya şahit oldum. YÖK başkanının konuşması Ülkemiz ve İslam ülkelerindeki üniversitelerin durumu ve daha iyileştirilmesi ile ilgili idi. İşte önerim tam bu noktada olacak. Muasır medeniyete ulaşmış ülkelerin üniversiteleri ile bizim üniversitelerimiz arasındaki en büyük engel, İLETİŞİM. Bunun da sebebi İNGİLİZCE.

İngilizce artık bir yabancı dil değil. Matematikte dört işlem ne ise, iletişim için,  İngilizce de günümüzde o. Bu söylediğim bütün branşlar ve bilimsel dallar için geçerli. İngilizcesiz bilimsel faaliyette bulunmak imkansız gibi. İngilizce bilmeden uluslar arası arenada bir tek adım atmanız mümkün değil.

Türk dil bilimcileri, Türkologları, Türk Tarihçilerini ve Öz Türkçecileri incitmek gibi bir niyetim yok. Elbette ki, her ülke vatandaşı kendi dilini sevmeli, korumalı ve geliştirmeli. Mümkün olan her yerde de kendi dilini kullanmalı. Bunda tamamen hem fikirim. Fakat iş İngilizce’ye gelince, durum değişiyor. Dediğim gibi İngilizce artık bir lisan değil. İngilizce dünyadaki tüm lisanların tamamlayıcısı. Dünya dillerinin eksiklerini,gediklerini dolduran bir alt “lehçe” gibi. Sanki bir dilin alt şiveleri gibi bir şey. Türkçemize bir bakalım, TV, internet, video, tomografi, elektrik, Mouse, radyo,selfie  ve saire, ve saire. Bu ve bunlar gibi yüzlerce kelimenin yerine koyacağımız Türkçe eş anlamlı kelimeleri bile icad etmemişiz. Bunların yerine belki Türk Dil Kurumu ve Dil Bilimcilerimiz bir takım kelimeler önermiş olsalar bile, onların önerdiklerinin çok azının kullanıyoruz. Tabi ki bu istenen bir durum değil.

Ayrıca uluslar arası arenada artık İngilizcesiz hiçbir şey yapılmıyor. Bir Cinli ile bir Japon, iki komşu ülke, İngilizce konuşarak anlaşıyor. Bir tomografi cihazını çalıştırmak için 4 tane teknisyen oturtuyoruz. İki tanesinin işi İngilizce Kullanım Kılavuzunda anlatılanları doğru olarak öğrenip, uygulamak. Tam bir yabancı lisan eğitimi verebilsek, bir tek teknisyen yeterli olacak. Ama ne yazık ki hepimiz Mükemmel İngilizce biliyoruz ama ; konuşamıyoruz, yazamıyoruz ve anlayamıyoruz.
 
İnternetin daha yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı zamanlarda Google’dan Mevlana’yı, mesnevi’yi aratmıştım. Tek bir tane Türkçe site bulamamıştım . Bugün arattım,1.350.000 Türkçe, 1.260.000 İngilizce sonuç çıktı. “Kuran” kelimesini arattırdım; 20.800.000 Türkçe, 26.900.000 İngilizce çıktı. “Hacı Bektaşi Veli” kelimesinin İngilizce aramada çıkan sonuç,775.000; Türkçe aramada çıkan sonuç,1.400.000. Her şeyi ile “”Türkçe”” olan böyle bir insan için bile, İngilizce, 750.000 arama sonucu çıkıyor.  Yani kendi öz değerlerimizi bile İngilizceden öğreniyoruz.   

Yazımı YÖK’e bir,iki tüyo vererek bitirmek istiyorum;
Eğitim, öğretim ve iletişim lisanını üniversitelerde İngilizce yaptığınız zaman, istediğiniz kalitede, istediğiniz evsafta, istediğiniz ücrette öğretim elemanı bulmakta hiç zorluk çekmezsiniz. Çünkü dünyanın bütün hocaları sizin üniversitelerinize gelmekte hiç tereddüt yaşamayacaklardır.  
Ve yine; Eğitim, öğretim ve iletişim dilini üniversitelerde İngilizce yaptığınız zaman, istediğiniz kalitede, istediğiniz evsafta, istediğiniz fiyata öğrenci bulmakta da zorluk çekmezsiniz. Çünkü dünyanın bütün öğrencileri sizi tercih edecektir.



                                                                                       m.sekipyavuz@gmail.com